27 Şubat 2022 Pazar

4- Savaş, mahvetmek bilimidir


15 Mart 2011, bir grup azınlık isyana başladı. Nisan 2011, Suriye’nin hemen her yerinde mermi, bomba, kan ve gözyaşı ve günümüzde Türkiye’de bakmakla yükümlü (!) olduğumuz 9 milyon Suriyeli var…
 20 Şubat 2014, Rusya’nın Ukrayna’ya askeri müdahalesi, Viktor Yanukoviç’in Kırım’daki gerginlik nedeniyle Rusya’dan bölgeye asker göndermesini istemesiyle başlayan askeri gerginlik. 24 Şubat 2022, Rusya Lideri Vladimir Putin’in emriyle Luhansk ve Donetsk’teki Rus asıllı vatandaşların fazlalığı ve Kiev hükümetinden ayrılma isteği ile birlikte Ukrayna’yı işgali.
 Ukrayna’daki olayların elbette çok fazla sebebi var lakin en az dile getirilen sebebine ve Suriye’nin yakın gelecekte başımıza açabileceği bir sıkıntıya değinmek istiyorum. 
 Yazının başında belirttiğim gibi Luhansk ve Donetsk halkının Ukrayna’dan ayrılmak istemesini mazeret olarak sundu Vladimir. Ukrayna’nın Rusya karşıtı NATO ve AB ile yakınlaşması ve sınırında olabilecek problemleri daha başlamadan bitirmek istemesi en doğal hakkı mıydı acaba? Rusya’nın süper güç olarak yüzyıllardır tek rakibi ABD’nin ne yapacağı hala soru işareti. Görünen o ki Covid-19’un getirdiği küresel krize yenisini eklememek adına savaşa açıktan dâhil olmayacak gibi görünüyor. Ekonomik olarak dünya genelinde Rusya karşıtı planlamaların yeterli olacağı görüşünde. Savaşın kazananı kim olur bilmiyorum ama özellikle son yıllarda Türkiye başta olmak üzere dünyaya buğday ihraç eden Rusya’nın (2021 Türkiye’ye ihracatı %66) ve yine Türkiye’ye 2011 yılında %18,5 oranında ihracat yapan Ukrayna arasındaki kriz kısa sürede her geçen gün fiyatı artmakta olan un ve unlu mamulleri daha ne kadar bulunması zor bir hale getirecek yaşayıp göreceğiz.
 Suriye’nin Türkiye’ye açması beklenen sıkıntıya değinecek olursak;
Sınırlarımız içerisinde resmi açıklamalara göre 193.293 Türk vatandaşlığı verilmiş Suriyeli var iken, kayıt altına alınmış geçici koruma altındaki Suriyeli sayısı 3.736.091, kayıt altına alınmamışlar da dâhil edildiğinde miktarın 9 milyona çıktığını düşünebiliriz. Ve yine resmi açıklamalara göre İstanbul’da 533.810 Suriyeli, 2 Aralık 2021’de Suriye Lideri Beşar Esad’ın yaptığı bildiride ‘’Hatay’ı geri alacağız’’ dediği 82 yıl önce Merhum Başbuğ Gazi Mustafa Kemal’in ‘’Burası benim namusumdur, benim şahsi meselemdir’’ deyip de cennet vatanımıza katıldığını göremeden hakka yürümesine rağmen hür iradesiyle Türkiye topraklarına katılan Hatay’da 433.683 Suriyeli göçmen(!) yaşamakta.
Okurlarımdan düşünmesini isteyeceğim şey ise; ‘’Bugün Luhansk ve Donetsk’i bahane eden Vladimir’in Ukrayna’yı işgali, yarın Hatay’ı bahane ederek arkasında destekçisi Vladimir ile birlikte Beşar Türkiye’ye problem yaratabilir mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder